Anksiyete bir diğer adıyla kaygı bozukluğu, psikolojik bir rahatsızlıktır. Günlük hayatımızda ara sıra anksiyete yaşamak olağandır. Çünkü zaman içerisinde karşı karşıya kaldığımız olaylardan ötürü endişelenebilir ya da gelecek ile ilgili maddi-manevi anlamda kaygılar duyabiliriz. Günlük yaşamda kaygı duymak her ne kadar normal olsa da, dozunda bir aşırılık mevcutsa o zaman bir rahatsızlıktan söz edebiliriz. Anksiyete bozukluğu olan kişilerde, yoğun, sürekli devam eden bir endişe hali ve günlük hayatta rastlanılan durumlara karşı korku vardır.
Anksiyete bozukluğu yaşayan insanların çevrenizde bulunma ihtimali oldukça yüksek. Toplumun %18’inde olduğu düşünülen bu rahatsızlık hakkında daha çok bilgi sahibi olmakta fayda var. Anksiyete bozukluğundan muzdarip insanların yakınlarına, onlarla ilişkilerinde yardımcı olabilecek birkaç ipucu vermek istedik.
Onun için endişeye sebep olan durum size mantıksız gelebilir. Ama size mantıksız gelen durum onun son derece mantıklı.
Anksiyete her an ortaya çıkabilir ve ortaya çıktığında tek bir şeye ihtiyacı olacak: O da sizin desteğiniz!
Ona karşı sabırlı olun anksiyete her zaman panik atak şeklinde görülmez. Çoğu zaman öfke, sıkıntı veya gerginlik şeklinde ortaya çıkar.
Öfkelendiğinde veya gerildiğinde bunu kişisel algılamayın.
Her şey iyi giderken bile onun için köşede bir yerlerde endişe ve korku vardır.
Sessiz olmaları her zaman üzgün, yorgun veya sıkılmış olmalarından kaynaklanmayabilir. Akıllarında o kadar çok şey dolaşır ki, bazen dış dünyayı yakalayamayacak durumda olabilirler.
Anksiyete her zaman açıklanabilir olmayabilir. Bazen kendileri bile neden endişeli hissettiklerini bilmeyebilirler.
Reddettiği davetler, kötü hissettiği zamanlardaki mantıksız ve kırıcı davranışları için aslında o da çok üzgün. Anksiyete, yakınlarını da etkilediği ve bunun farkında olduğu için ayrıca üzülüyorlar.
Anksiyete, sürekli, her şeyi sorgulamasına neden oluyor. Ve bu da oldukça yorucu olabiliyor.
Yapmak istemedikleri bir şeye zorlamak anksiyeteyi daha kötüye götürür. Böyle durumlarda zorlamayı bırakıp ona gülümsemeniz ve rahat hissettirmeniz en iyisi.
Duymak istedikleri en son şey, “Aş artık bunları” veya “Saçmalıyorsun” gibi cümlelerdir.