top of page
Yazarın fotoğrafıPsikolog Gizem Seval

Bağlanma Kuramı: Bağlı mıyız, bağımlı mı?

Gizem Seval

"İlişki". Yalnızca bu kelimeyi okumak bile her birimizde farklı hisler, düşünceler çağrıştırıyor. Siz ne hissettiniz? Heyecan? Korku?

Sizin için romantik bir ilişkiye başlamak kolay mıdır? Birini hayatınıza dahil etmek? Kendinizi kolaylıkla anlatabilir misiniz karşınızdakine? Sorunlarınız için ondan yardım istemek kolay mıdır yoksa kendiniz mi çözmelisiniz? Sahi siz anlatmayı sever misiniz yoksa anlamayı mı tercih edersiniz? Korkar mısınız sizden bir şey götürecek diye, sizi eksiltirse diye telaşa kapılır mısınız? Yoksa birini hayatına dahil etmeyi heyecanla bekleyenlerden misiniz? Hızlıca hayatınızın merkezine koyar mısınız onu? Kendinizi unutur musunuz ilişkide ,eskisinden daha iyi hatırlamaya mı başlarsınız yoksa? Sizi duymayacak olmasından mı kaygılanırsınız, onu duymayacak olmaktan mı? Birini hayatınıza dahil etmek ne demektir? Kendinizi bulmak mı, yitirmek mi?


Verdiğimiz cevapların çeşitliliğinin sebebi "bağlanma stillerimiz" deki farklılıklar. Bağlanma kuramına göre kişinin yetişkinlikte kuracağı ilişkilerin nitelikleri çocuklukta annesi (bakım veren kişi) ile kurduğu bağlanma ilişkisine bağlıdır. Bebeklikte emme ,sokulma ,bakış , gülümseme, ağlama gibi "bağlanma davranışları" ile bakım verenle iletişim kurarız. Bağlanmada hem bebeğin hem de bakım verenin karşılıklı olarak birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılaması beklenir. Kişi, bebeklikten itibaren annesi ile yaşadığı ilişkisini ilerleyen yıllarda diğer ilişkilerine geneller. Bu sayede kişinin "benlik modeli" ve "başkaları modeli" oluşur. Benlik modeli (self-esteem) terimi kişinin öz saygısı ve kişisel değeri olarak tanımlanır. Kendinizi ne kadar sevip takdir ettiğinizi gösterir. Başkaları modeli (interpersonal trust )ise kişilerarası güveni ifade eder. Başkalarının sizin çıkarınıza zarar verecek bir şey yapıp yapmayacağına dair inançlarınız, kişinin diğer insanları ne derece güvenilir olarak gördüğüdür.


Bebeklikte ihtiyaçlarımız geciktirilmeden karşılandıysa güvenli bağlanma , olumlu benlik ve başkaları algısı geliştiririz. İhtiyaçlarımızı ifade etmekten çekinmeyiz, kolay ilişki kurabilir hale geliriz.


"Gidin ve birini olduğu gibi sevin. Ve sonra izleyin. En iyi, en doğru versiyonlarına nasıl da dönüştüklerini izleyin. Görüldüğünü, özünün takdir edildiğini hisseden kişi bir anda güçlenir."

Wes Angelozzi

Nasıl bağlanıyoruz ?


  • Güvenli Bağlanma

Ebeveynlerinin yokluğunda huzursuzlanan çocuklar ebeveynleri geri döndüğünde kolayca sakinleşir ve kendilerini güvende hissederler.

Güvenli bağlanan bireyler için yakın ilişkiler değerlidir. İlişki başlatmak ve sürdürmek kolaydır. Kendilerinden bir şeyler verirken kendilerini eksiltmez ,partnerinden bir şeyler alırken onu eksiltmezler. İlişkileri güven içerisinde ve uzun sürelidir.


  • Kaçıngan Bağlanma

Kaçıngan bağlanan çocuklar ebeveynleriyle aynı ortamda olsalar dahi iletişimden kaçınırlar. Ebeveynlerinin yokluğunda ağlamadıkları ve bir araya geldiklerinde de tepkisiz kaldıkları gözlemlenir.

Kaçıngan bağlanan bireyler için yakın ilişki kurmak oldukça zordur. Çocukken annelerinden alamadıkları güven ve şefkati ileriki yıllarda bir başkasından da almayı reddederler. Hiç kimsenin ilgisine güvenmez, bağlanmak da bağlanılmak da istemezler.


  • Kaygılı Bağlanma

Ebeveynlerinin yokluğunda huzursuz hisseden çocuklar ebeveynleri geri döndüklerinde de sakinleşmekte zorlanır ve kızgınlıklarının geçmesi zaman alır.

Kaygılı bağlanan bireyler bir ilişki içerisindeyken kendilerini değersiz görme ve karşıdakini yüceltme eğilimi gösterirler. Partnerlerini bir kurtarıcı , tamamlayıcı olarak görürler. Aşırı kıskanç ve sahiplenici olma olasılıkları yüksektir.


  • Korkulu/Kaçıngan Bağlanma

Çocuğun anneye aşırı bağlanması durumunda ortaya çıkar. Anne sabit bir güven alanı oluşturmadığından çocuk anneden uzak kalma korkusuyla aşırı bağlılık gösterir.

Korkulu kaçıngan bağlanan bireyler bir taraftan yakın ilişki kurmak isterken diğer taraftan yoğun bir şekilde reddedilme korkusu yaşarlar. Bağımlı olmaktan korktukları için kaçınma davranışı da gösterirler.


"Seni önemsediğim için, özerk olmana ve değerlendirmelerimden ve kısıtlamalarımdan bağımsız olmana izin verebilirim. Neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda kendi duygu ve fikirleri olan ayrı bir insansın. Sana değer verdiğim gerçeği, seçim yaparken sana rehberlik etmem gerektiği anlamına gelmez, ama kendin olmana ve senin için en iyisinin ne olduğuna karar vermene yardım edebilirim."

İlişkilerimiz tamamen çocukluğumuza mı bağlı ?


Bahsettiğim bağlanma stilleri elbette bizi etkilemiş olabilir ancak onlara tutsak değiliz. Kendimizi etiketlemek de doğru bir davranış olmayacaktır. Bağlanma stillerine özgün davranışlarımız stres altında ortaya çıkabilir. Onun dışında ebeveynlerimizle yaşadığımız bağlanmadaki eksiklilerin tam tersi bir ilişkide tamamlanması mümkündür.


Şu anki ve geçmiş ilişkilerinizi göz önünde bulundurarak bağlanma stilinizi keşfedebilir, farkındalığınızı artırarak güvenli bağlanma stili oluşturmak için kullanabilirsiniz.

Kaygı ve korkularınız ilişkilerinizi yıpratan, size ve sevdiklerinize zarar veren noktaya geldiğinde bir uzman yardımı ile kendinizi tanımanız faydalı olacaktır.


Son olarak, Maslow'a göre hayatımızı anlamlandırmak için bir ihtiyaçlar hiyerarşisine sahibiz. Fizyolojik ihtiyaçlar (yemek , su, uyku … ) ve güvenlik ihtiyaçlarımızdan sonra sevgi ve aidiyet ihtiyacımız yer alıyor. Başka insanlarla yakın ilişkiler kurabilme ,sevme ve sevildiğini hissetme kendimizi gerçekleşmek için bu derece önemli. Bu yüzden geçmiş yaşantılarınız, kaygılarınız ve korkularınıza bunun ne kadar önemli ve izin için gerekli olduğunu hatırlatın.


"Peki elde ettin mi bu hayattan istediklerini yine de? Ettim. Peki ne istemiştin? Sevilen biri oldum diyebilmek, sevildiğimi hissedebilmek yeryüzünde."

Raymond Carver

Psikolojik İyi Oluş Workshopları

Daha iyi hissetmek için göz atın.

bottom of page