Ceylan Merve
Önceleri iş ortamında olumsuzlukların ve sorunların baş göstermesi sonucu düzeltici ve iyileştirici faaliyetlere ağırlık verilirken son zamanlarda iş yeri ortamı ve çalışan psikolojisinde iyilik halinin korunması ve desteklenmesi önem kazanmıştır. Çalışanların “kim olduğu”nun dikkate alınması ve kendilerini kişisel anlamda iyileştirmeleri amacını taşıyan psikolojik iyi olma halini destekleyici yaklaşımlar bir yandan çalışanın iş ve yaşam doyumunu destekleyerek pozitif psikolojik sermayeyi güçlendirirken diğer yandan performansını arttırarak iş yerine sağlayacağı faydaları da olumlu etkilemektedir.
Peki, iş yerinde çalışanların psikolojik iyi olma hali nasıl desteklenir? Martin Seligman, pozitif psikoloji alanında gerçekleştirdiği çalışmada “Psikoloji sadece hastalıkları, zayıflıkları ve hasarı inceleyen bir bilim değildir; psikoloji aynı zamanda güçlü yönleri ve erdemleri de incelemektir. Tedavi etmek sadece yanlış olanı düzeltmek değil; aynı zamanda doğru olanı inşa etmektir.” diyerek psikolojinin pozitif yönünün geliştirilmesine yönelik çalışmalara ağırlık verilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu yaklaşım iş yaşamına uyarlandığında çalışanların iş ortamında çalışma arkadaşları ve yöneticilerle ilişkilerini iyileştirmek ve geliştirmek adına yapılabilecek her türlü eylemin gerek kariyer yaşamı gerekse özel hayatında psikolojik iyi olma halini destekleyeceği söylenebilir.
Önceleri rahatsızlıkların keşfedilmesi ve iyileştirilmesine odaklanan psikoloji biliminin zaman içerisinde kişilerin daha mutlu ve üretken olmasını desteklemeye önem vermesi iş yaşamında da çalışanların zayıflıkları ve sorunlarının keşfedilip iyileştirilmesinin ötesinde güçlü olduğu yönlerinin keşfedilmesi ve iyi işler çıkardığı konularda desteklenmesi sonucunu doğurur. Kısacası çalışanların psikolojik iyi olma halinin desteklenmesi güçlü yanlarının ve psikolojik kapasitelerinin keşfedilmesi ve desteklenmesi ile mümkündür.
Microsoft’un kurucusu Bill Gates “Bu şirketin en önemli sermayesi her akşam kapıdan çıkıp gitmektedir.” diyerek çalışanların örgütlerin performansı için vazgeçilmez bir sermaye kaynağı olduğunu vurgulamıştır. Dolayısıyla çalışanların psikolojik iyi olma halinin desteklenmesi demek örgütlerin pozitif psikolojik sermayesinin –olumlu ruh haline sahip çalışanların- güçlendirilmesi demektir. Bu noktada aklımıza şu soru gelir;
“Çalışanların pozitif hislere sahip olmasını nasıl sağlayabiliriz?”
Fred Luthans bu hususta dört temel kriterindesteklenmesi gerektiğin savunur;
Çalışanın bir işi başaracağına dair kendine güven duyması: Mücadele gerektiren görev ve sorumlulukları başarmak için gerekli çabayı sarf edebileceğine inanma yani öz yeterlilik duygusudur. Öz yeterliliği yüksek olan kişilerinbilişsel yeterliliği, yeteneği - eğitim yolu ile bilgi ve beceri kazanma gücü - ve yetkinliği - en yüksek performansa sahip kişileri ayırt eden bilgi, beceri ve tutumların davranışa dönüşmüş hali- doğrultusunda koyduğu hedeflere ulaşabileceğine inancı tamdır. Bu kişiler iş dağılımında büyük payı almayı, grup çalışmalarında ön planda olmayı, karmaşık görev ve sorumluluklarda sorun çözücü olmayı severler. Ayrıca öz yeterliliği gelişkin kişilerin işe bağlılıkları ve motivasyon dereceleri de bir hayli yüksektir.
Öz yeterlilik konusunda sorun yaşayan bireyler iş yerindeki rekabet ortamından, kendisine verilen yetki ve sorumluluklardan kaçınırlar, bu kişiler ayrıca pasif bir tutum ve kaygılı davranışlar sergilerler.
Özyeterlilik nasıl geliştirilir? Tıpkı bir çocuğun kendi başına yapabileceği işleri deneyimlemesi sonucu elde ettiği başarının onda özgüveni geliştirmesi gibi çalışanların da iş ortamında başarıyı deneyimlemesi öz yeterlilik duygusunu geliştirecektir. Çalışanların duygusal açıdan nasıl hissettiklerine odaklanarak başarıya ulaşmak için üstlenecekleri görev ve sorumluluklarda yüksek riskle karşılaşmayacakları fakat başarılı olmaları halinde kendilerini değerli hissedecekleri çalışma ortamlarının sağlanması bu açıdan önemlidir. Simülasyon ortamında görev gerçekleştirme, iş ve görev senaryolaştırma, rol model takibi gibi yöntemler özyeterlilik duygusunu geliştirici uygulamalar olarak örneklendirilebilir.
Geleceğe olumlu bir pencereden bakma: Kişinin mevcut zamanda başarılı bir imaj çizdiğine ve gelecekte de bu başarısının devam edeceğine inanması yani iyimserlik duygusudur. İyimserlik derecesi yüksek kişiler olumlu olayları kabul edip içselleştirir, olumsuz olanları ise kişiselleştirmek yerine çıkarımlarda bulunarak adımlarını yeniden planlar.İyimser insanlar hayalperest değillerdir, durumların ve olayların olumlu yönlerine odaklanarak duygu durumlarını pozitif tutmaya çalışırlar. Stresli ortamlarda pes etmeme, panik olmama gibi olumlu bakış açısına sahip olan bu kişiler kendilerini içsel olarak motive edebilme becerisine sahiptirler.Bu kişilerin çalışma arkadaşları ve yöneticileri ile ikili ilişkileri başarılı, üretkenlikleri yüksek olur.
İyimserlik nasıl geliştirilir? İyimserlik geçmiş hataları kabullenip onlardan ders çıkarma, şu anda başarılı olmaya odaklanma ve gelecekte de başarının yakalanması için fırsat kollamakla olur. Kişinin önce geçmişteki hatalarla barışması gerekmektedir. Bu durum olumsuz hislerden arınmaya ve şimdiki zamanı olumlu değerlendirmeye fırsat verir. Her zaman iyimser bir hal takınmaya çalışmak karşılaşılan olumsuzluk ve zorlukları yok saymak değil alternatif çözüm yollarının olabileceğine dair inancı canlı tutarak bu amaçta sorumluluktan kaçınmadan azimle çalışmaya devam etme isteği duymaktır. Örgüt ortamında iyimserliği geliştirmek için çalışanların kararların alınması ve uygulanması sürecine dahiledilmesi, olası felaket senaryoları için beyin fırtınası türünde toplantılara katılması ve olası risk ve tehditlere yönelik senaryolarda rol alması sağlanabilir.
Başarıya giden yolu keşfetme: Kişinin belirlediği amaca başarılı ve adil bir şekilde ulaşmasını sağlayacak yolları bulma becerisi yani umut hissidir. Umudu yüksek kişilerin iradesi kuvvetlidir. Bu kişilerin hedefi, hedefe ulaşma yolları gerçekçi ve belirgindir. Umut hissi yüksek çalışanlarda iş ortamındaki değişim ve belirsizlik durumları karamsarlığa neden olmaz aksine alternatif çözüm yolları geliştirmesi için bir fırsat doğurur. Çalışanların kendisi ve iş yerinin bugünü ve geleceği ile ilgili kararlar alabilme ve süreci yönetebilme iradesinin desteklenmesi umut hissini destekler
Çalışanların umut hissinin geliştirilmesi için hedeflerin küçültülerek takip edilebilir hale getirilmesi ve adım adımizlenmesi gerekmektedir. Eğitimlerle, toplantılarla ve oturumlarla çalışanlar ile karşılıklı etkileşim sağlanarak umut hissini geliştirmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirilebilir.
Zorluklar karşısında güçlü durma ve kendisini iyileştirme: Kişinin sorunlar ve zorluklar karşısında başarı isteğinden vazgeçmemesi ve kendini toparlayabilmesidir yani dayanıklı olma halidir. Çalışma hayatını getirdiği olumsuz koşullar ve stresle baş edebilmenin yolu dayanıklı bir yapıya sahip olmaktan geçer. Kişilerin sağlık durumlarında birbozulma yaşamadan mutlu ve yüksek performanslı bir şekilde işlerine devam etmeleri ve kolay motive olmaları için dayanıklı bir yapılarını olması önemlidir. Dayanıklılık bireyleri işi veya hayatıyla ilgili streslerden ve buna bağlı gelişen fiziki veya psikolojik rahatsızlıklardan korur.
Dayanıklılığın geliştirilmesi için kişinin olumlu duygularını keşfetmesi ve geliştirmesinin desteklenmesi gerekmektedir. Çalışanlara “kim” olduğunu, “hangi alanda güçlü” olduğunu ve kendini “nasıl” geliştirebileceğini gösteren koçluk çalışmaları başta dayanıklılık olmak üzere diğer kriterlerin de geliştirilmesine yardımcı olacaktır.
Pozitif psikoloji bakış açısı organizasyonlarda kendisini “pozitif örgütsel davranış” olarak göstermektedir. Çalışanların yukarıda bahsi geçen psikolojik iyi olma hallerinin desteklenmesi örgütlerin karşılaşması olası risk ve belirsizliklerde çalışanların tıpkı kalabalık bir aile gibi birbirine kenetlenerek sıkıntılı süreci “hep birlikte” aşmasına yardımcı olacaktır. Çalışanların psikolojik iyi oluş hallerinin desteklenmesi örgütlerin de ılımlı bir iklime sahip olmasını sağlar. Tüm bu olumlu gelişmeler iş ortamında kuşkuculuk, şüphecilik, güvensizlik, karamsarlık gibi sinik tutumların, çatışmaların, psikolojik şiddetin, stresin, tükenmişlik hissinin ve buna benzer olumsuz psikolojik tutum ve davranışların oluşumunu engelleyerek çalışanlara psikolojik açıdan rahat hissedecekleri bir iş yaşamı sunmaktadır.