Çevredeki bazı eşyalara zarar veren çocuk için hemen "şımarık" yakıştırmasını yapanlar vardır aramızda. Ya da çocuk çok hareketlidir ve yine çevreye zarar verir. Bu sefer de çocuk birden hem "şımarık" hem de "hiperaktif" oluverir. Hiç düşündük mü; ya bunların hepsi farklı sorunları teşkil ediyorsa?
Çoğunlukla; kurallara uymama, büyüklerle sürekli tartışmaya girme, söylenenleri yapmama ve fiziksel davranış sorunları, yalancılık gibi nispeten daha ağır diyebileceğimiz davranışlar birbirleriyle karıştırılmakta ayrıca hepsine birden ortak bir sorun gözüyle bakılmaktadır. Ne yazık ki genellikle çocukluk yaşlarında başlayan bu sorunlar ikiye hatta belki üçe ayrılmakta ve çocuklarımıza daha uygun davranabilmek için her davranış hangi sorunu temsil etmekte bilmemiz gerekiyor.
Eğer çocukta en hafifinden; kurallara uymama, otoritenin sözünü dinlememe, büyüklerle tartışmaya girme gibi davranışlar var ama fiziksel olarak zarar verme gibi daha ağır ve zarar verici davranışlar yoksa buna "karşıt olma karşıt gelme bozukluğu (KOKGB)" denmektedir. Diğer bozukluklardan farklı olan KOKGB' de her an kişilerin haklarını gasp etme olmamakla birlikte sürekli bir düşmanca tavır ve söylenenleri yerine getirmeme durumu vardır. Belli çocukluk yaşlarında bu davranışların normal olabileceği düşünülse bile devamında hala sürüyorsa anormal hale gelmekte ve yetişkinlikte akademik alanda da görülebilmektedir. Bu gibi çocuklar genellikle çabuk öfkelenir ve öfkelerine sahip çıkamazlar. Söylenenleri yerine getirmeyen çocuklar ayrıca kin gütmeye de eğilimlidirler. Araştırmalar bu bozukluğa sahip çocukların ebeveynlerine güvensiz bağlandığını belirtmiş ve çocukluk yaşlarında ailelerinden istismara-ihmale uğramış çocuklarda daha fazla görüldüğü belirtilmiştir. Bu bozuklukla birlikte en çok görülen bozukluk ise "Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)" dur. Bu sebeple dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun 'dürtüsellik' boyutu fazla olan çocuklarda kurallara uymama, her istediğini istediği anda yapma gibi sorunlar daha sık görülmektedir.
İnsanlara, hayvanlara gösterilen saldırgan davranışlar, yalancılık, hırsızlık, mala zarar verme gibi davranışlar ise "Davranım Bozukluğu" olarak adlandırılmaktadır. Yine dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile birlikte görülebilen bu bozuklukta ayırt edici olan şey "DEHB" de insan haklarına ve mala zarar verme gibi davranışların görülmemesidir. Bu bozukluğa sahip olan çocukların okul başarısı seviyesinde de düşüklük görülmüştür.
Geniş çerçeveden bakacak olursak bu iki bozukluk birbirine benzemektedir ama karıştırılmaması gerekmektedir. Bunların yanında Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ise ikincil bozukluk olarak görülebilmekte eğer söz konusu bozukluk varsa bunun için ayrıca uzmana başvurulması gerekmektedir.
Sorunların etkisinin azalması için neler yapılabilir?
Aileler için, bu soruda 'verilen sevgi/kontrol' ikilisine bakılabilir. Çocuğa karşı verilen sevgi karşılıksız olmalıdır ve çocuk karşılıksız sevildiğini bilmelidir. Böylece çocuk dikkat çekmek için farklı yollara başvurmayacaktır. Bu sevginin içinde şefkat, takdir gösterme gibi davranışların yanında yeterince çocukla birlikte olmak da örnek olarak sayılabilir. Genel olarak söylemek gerekirse çocuğu olduğu gibi kabul etmek ve koşulsuz sevmek önceliklerimizdir.
Kontrol kısmında ise yeterince verilecek kontrolden bahsetmek gerekmektedir. Otorite adı altında çocuk üzerinde kurulan çok fazla kontrol; çocuğun fikirlerini dinlememeye, çocuğun özgürlüğünü kısıtlamaya, çocuğun problem çözme becerisini kazanamamaya itmektedir. Bunun tersi olarak yeterince hissettirilmeyen kontrol ise çocuğun sınırlarını belirleyememesine, kendisi için yeterince karışık olan dünyada ne yapmaması gerektiğini bilememesine bu da kendisinde kaygı oluşmasına sebebiyet verebilmektedir. Tam kararında verilen kontrole "sağlıklı kontrol" diyecek olursak; sağlıklı kontrolde çocuğun davranışlarına yanıt olarak verilen pekiştireç veya cezalar vardır. Pekiştirece örnek olarak; çocuğun sevdiği oyunları oynatma, çocuğun azmini takdir etme olabileceği gibi ceza kısmında ise çocuğun çok sevdiği oyunu oynamasına izin vermeme olabilir. (Fiziksel şiddete ise asla girilmemektedir, küçük bir tokat bile uygun görülmemektedir.)
Çocuk herhangi bir olumsuz davranış yaptığında bununla aileye bir şeyler söylemek istediği göz önünde bulundurulmalı ve çocuğa ona göre davranılmalıdır. Örneğin övülmek isteme, dikkat çekmek isteme, öfkesini belli etmek isteme bunlardan bazılarıdır. Övülmek istediğinde çocuk genellikle öfke nöbetleri geçirmekte olup övgü yerine göre verilmesi gerekmektedir. Çocuğun her öfke nöbetinde de istediğini yapmak öfke nöbetlerini arttırıcı bir etki oluşturmuş olacaktır.
En önemlisi ise bu olumsuz davranışların aileden görerek olabileceğidir. Örneğin anne baba arasındaki anlaşmazlıklar ve bu anlaşmazlığa gösterilen çözüm yolu çocuğa örnek teşkil edecektir.
Tüm davranışların nedeni olduğunu öğrendiğimize göre aile önce kendine sormalıdır: çocuğumdan beklentim çok mu fazla, disiplin metodlarım çok mu sert, benim onu ne kadar sevdiğimi o biliyor mu?
Bu maddeden sonra ise probleme çözüm yolu aramak önce çıkış sebebini bulmak ardından kurallar hakkında çocuğu bilgilendirmek ve çocuğun anlayabileceği şekilde çocukla konuşmak izlenebilecek yoldur. Burada sosyal beceri kazandırmak unutulmamalıdır. Çocuğa sosyal bir ortam sağlanmalı ve sosyal becerileri, arkadaşlarıyla kurduğu iletişim, sorunlara baktığı bakış açısı geliştirilmelidir.
Son olarak aile çocuk yetiştirmeyle ilgili tutarsız davranışlarda bulunuyorsa çocuk için de bu sıkıntılı olabilmektedir. Bu sebeple aile çocuk doğduğundan itibaren belli bir düzen içinde yaşamalı ve aile de bu düzeni koruyarak yavaş yavaş çocuğu düzenin içine çekmelidir.
! Unutmayalım, çocuk fazla sevgi ile değil tutarsız sevgi ile şımaracaktır.
Psikolog Sueda KARAKAMÇI
KAYNAKLAR
Özbey S. (2010) Okul öncesi çocuklarda uyum ve davranış problemleriyle başa çıkmada ailenin rolü, Aile ve Toplum Bilim, Kültür ve Araştırma Dergisi, 6,22(9-18)
Arman A. (2019) Karşıt olma karşıt gelme bozukluğu ve davranım bozukluğunda izlem ve süreç, prognostik faktörler ve erken tedavinin etkisi, Davranım Bozukluğu Prognostik Faktörler, (76-81)
Kültür E. Öztekin C. (2017) Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ve yıkıcı davranış sorunlarının tedavisinde anne babalık becerileri, Türkiye Klinikleri Child Psychiatry, 7;3(2):(106-114)