Duygusal yeme bozukluğu günümüzde yaygın olarak görülebilen bir yeme bozukluğudur. Duyguların yemek yeme ile ilişkisini ifade etmektir. Duygusal yeme bozukluğu; özellikle insanların yakın çevreden alamadığı ilgi ve sevgiyi, kendisine vererek mutlu olmak istemesi, iyi hissetmek için lezzetli yiyeceklere yönelmesi, yemeden alacağı hazdan faydalanarak olumsuz duygularla baş etmek istemesinden kaynaklanmaktadır.
Eğer, kilo almaktan korkulmasına rağmen yeme isteği durdurulamıyorsa, bunun nedeni duygusal yeme bozukluğudur diye düşünülebilir. Duygusal yeme bozukluğunun kaynağında negatif duyguların sebep olduğu ruhsal çalkantılar ve buna tepki olarak da gıda tüketiminde kontrolsüzlük görülmektedir. İnsanlar baş edemediği bu olumsuz uyarıcılar karşında genellikle karbonhidrat ve şekerden zengin yiyeceklerle mutlu olma eğilimindedir.
Duygusal değişimler ; üzüntü, kızgınlık, depresyon, yalnızlık, stres durumlarında bunları geçirmek amacıyla sık sık yeme atakları görülür. Sık sık yeme ihtiyacının sürekli tekrar etmesi vücut kitle indeksinin (BKİ) yükselmesine neden olmaktadır. Eğer yüksek bir vücut kitle indeksine sahipseniz, boy kilo oranınız çok fazla ise buna bağlı olarak insülin direnci, diyabet, bağırsak florası bozukluğu, kardiyovasküler hastalıklar, tip 2 diyabet, hipertansiyon, kronik yorgunluk, uyku apnesi ve bazı kanser türlerine yakalanma riskiniz artmaktadır. Fizyolojik açlık ile açlıkmış gibi algılanan his tamamen birbirinden farklıdır. İnsanı yemeye iten duyguları fark edebilmek organizmada bir bilinç yaratır ve bu durum beslenmeye karşı tutumda yönlendirici olabilir.
Duygusal yeme bozukluğunda ise duygulardan kaçmamak ve kendi oto-kontrolünün sağlanması amaçlanmalıdır. Unutulmamalıdır ki yaşanılan duygusal durumların duygusal yeme ile çözülmeyeceğidir. Çözümünde yanlış davranışın yerine doğru davranışın konulması gerekmektedir. Psikoterapi, meditasyon, davranış terapisi, egzersiz ve bazen de ilaç kullanmak gerekebilir.
Duygusal yeme bozukluğu aynı zamanda bize öğretilen davranışlardan da kaynaklanabilir. Örneğin; çocuklar küçük yaşlarda ağladığında, susması için bir yiyecekle teselli edilmişse yetişkinlikte de her olumsuzlukta yemeyle gerginliğini yatıştırma yoluna gidecektir. Yani yiyecekler bilinçaltı süreçler tarafından farklı amaçlara hizmet eden sanal görevli konumundadır. Obezite sorunu olan veya olmayıp yeme bozukluğu olan kişilerin bunun farkına varıp, gıdaların sadece bedenimize sağlık ve enerji veren görevleri olduğunun bilincine varmalı, sağlıklı beslenmeye önem vermelilerdir.
Diyetisyen Belgin SAĞIT