Başlığa ilk baktığınızda "ebeveynlik işte, anne-babanın değil midir?" gibi bir soru gelebilir aklınıza. Her zaman tam olarak öyle olmadığını birazdan örnekleriyle açıklayacağım. Siz şimdilik, çevrenizden veya dizi/film/kitap üçlüsünden aklınızda kalan aileleri düşünmeye başlayın.
Hiç şüphesiz; "aileler çocuklarının duygusal, fiziksel ihtiyaçlarına bakmakla yükümlüdür" kuralına karşı çıkacak biri yoktur. Araştırmalara göre, kural böyle iken kimi zaman bu yoldan herhangi sebeple ayrılan aileler var. Örneğin ailede babanın kronik hastalığa sahip olduğunu düşünelim. Bu durumdan öngörebileceğimiz üzere ailedeki çocuk çalışmak zorunda kalabilir, ev işi yapmak zorunda kalabilir kısacası anne babasının görevlerinden bazılarını üstlenmek zorunda kalabilir. Bu da bize o aile içindeki rol değişimini göstermiş olur. İşte ebeveynleşme tam olarak da budur; "ters ebeveynlik". "Bu bireylerin görevleri neden değişiyor?" konusuna tekrar gelecek olursak bunlardan diğer önemlileri ise; aile içindeki şiddet, boşanma, düşük ekonomik düzey ve göç söylenebilir. Örneğin, boşanma sebebiyle ayrılan anne babadan herhangi biriyle kalan çocuk diğer eşin yerini tamamlayabilmek için olmayan o eşin görevlerini üstlenebilmektedir. Çatışma sırasındaki aileyi örnek verecek olursak, çocuk kavgadaki bireyleri ayırması gerektiğini düşünerek olaya fiziksel olarak dahil olabilir veya aile üyesinden birine duygusal olarak destekte bulunabilir. Çocuk eğer genellikle aile bireyinin görevini fiziksel olarak yerine getiriyorsa buna "araçsal ebeveynleşme" (ev işleri yapma, fatura ödeme, alışveriş yapma, aile bütçesine katkıda bulunma...); eğer aile üyelerine psikolojik destekte bulunuyorsa buna da "duygusal ebeveynleşme" denmektedir. Çocuğun rolünü biraz daha açıklayacak olursak, ailede ebeveynlerinden alması gerekenleri alamayan ebeveynleştirilmiş çocuk, bu alamadıklarını anne-babasına vermeye çalışır. Gelişim çağında ailesinden gereken ilgi/bakım/duyguları göremeyen çocuk bu süreçte kendi anne-babalığına sıra geldiğinde kendi çocuklarına veremeyecektir. Bu sebeple araştırmacılar ebeveynleşmenin birbirini izleyen 3 kuşak tarafından sürebileceğini söylemektedir.
Ebeveynleşmeyi anladık, peki bunu etkileyen değişkenler yok mu?
Araştırmacılar özellikle ebeveynleşme davranışlarının seviyesine ve zamanına dikkat çekmişler. Buranın, konun en önemli noktası olduğunu düşünmekteyim çünkü çocuğun yaptığı bir davranışın ebeveynin görevi mi yoksa kendi görevi mi olduğu büyük ölçüde bu değişkenlerden etkilenmektedir. Örneğin, faturaların yatırılma görevinin çocuğa verilmiş, anne-baba tarafından verilen sosyal desteğin tamamen yerinde olan ailede çocuğun yaptığı görev ebeveynleşme olarak sayılmamakta bu çocuğu olumsuz etkilememektedir. Bir başka değişken ise kültürdür. Buna göre, çocukların içinde bulunduğu kültür ebeveynleşme davranışlarını destekliyor ve onaylıyorsa, çocukların aile içinde daha çok rol alması uyumsal ebeveynleşme kavramı altında değerlendirilebilir. (İplikçi, Acar 2019) Bir diğer değişken ise yaştır. Çocuğun yaşına uygun olacak ebeveynleşme davranışları yine uyumsal ebeveynleşme kavramı altında değerlendirilebilir.
Ebeveynleşmenin çocuk tarafından olumsuz yanlarına bakacak olursak verilecek ilk örnek; "akademik başarı seviyesinde düşme" olacaktır. Ders çalışmaya yeterli vakti ayıramayan çocuğu haliyle ders başarısı da düşecektir. Bununla birlikte arkadaşlarından da uzakta kalabilecek çocuğun sosyal ilişkileri de zayıflayabilmektedir. Bunların yanında ise verilebilecek daha geniş örneklerden biri "benlik ve kişilik gelişimi" olacaktır. Özellikle ergenlik döneminde çocuk gerçek benliğini yansıtan davranışlarının azlığından dolayı sorunlar yaşayabilmektedir. Her ne kadar görevleri yerine getirseler bile ailelerine yeteri kadar iyi bakamadığını düşünen çocuklarda yetersizlik duyguları gelişebilmekte, sonraki yıllarda daha fazla depresyon, kaygı, alkol/madde bağımlılığı ile ilişkili olduğu bulunmuştur.
Ebeveynleşmenin olumlu yanı var mı?
Son yıllarda yapılan araştırmalar şaşırtabilir ama ebeveynleşmenin olumlu yanlarından da bahsetmiştir. Özellikle kriz anlarında başa çıkma konusunda nasıl tepki vereceklerini daha iyi bildiklerini vurgulamıştır. Bunların yanında kendine güven ve empati gelişiminin hızlandığını belirtmişlerdir.
Özetle çeşitli sebeplerle anne-baba görevlerini üstlenerek uzun zamanlarca bunları yapmak zorunda kalan, ebeveynlerine duygusal destekte bulunmak zorunda kalan çocuklar için "ebeveynleşme" terimi kullanılıyor. Bir nevi tersine ebeveynlik gibi olan bu durumda çocuklar, gelişimleri içerisinde kendisinin ihtiyaçlarını alamazken anne-babasına vermesi gerekenleri vardır. Başlıca, benlik ve kişilik gelişimine zarar veren bu durumdan kaçınmak için çocuklara verilen görevlerin süresine, seviyesine, hangi kültür bakış açısı içinde verildiği; bunların yanında ayrıca çocuğa verilen sosyal desteğe bakmak büyük önem taşımaktadır.