“ Biz iki hırsız arasında kendimizi ifade ederiz. Düne ait üzüntüler ve yarına ait korkular. “
Bernard Shaw
Endişe ve ruminasyon, tüm emosyonel bozukluklarda ortaya çıkar. Bu nedenle terapistin temel amaçlarından biri, bireyin adaptif olmayan bu düşünce stilleri ile geçirdiği zamanı ortadan kaldırmak veya en azından azaltmak olmalıdır.
MKT’de kullanılan endişe/ruminasyon erteleme deneyi, üstbilişsel kontrolü güçlendiren bir stratejidir. Bu strateji, esasen zihinsel süreçlerin kontrol edilemezliğine ilişkin metakognitif inançlara meydan okumak için kullanılır. Bu strateji ayrıca, tehlike ile ilgili olumsuz metakognitif inançların basıncını da dolaylı olarak dindirebilir. Bunların terapi sürecinde açık bir biçimde ele alınması gerekmektedir.
Endişe/ruminasyon erteleme, BDT terapisti için de tanıdık olan sözel yeniden yapılandırma stratejileri ile başlar. Yine de, hedef inançlar, “ya işimi kaybedersem” gibi bilişsel seviyedeki inançlar değil “endişe veren düşüncelerimi kontrol edemiyorum” gibi kontrol edilemezliğe ilişkin üstbilişsel inançlardır. MKT terapisti perseveratif düşüncenin kontrol edilebileceğini göstermek için endişe ve ruminasyonun kontrol edilemez doğasını ve bunun aksini kanıtlayan delilleri hasta ile birlikte inceler.
Sözel yeniden yapılandırmayı takiben, aşağıda örneklendirildiği gibi uygun bir rasyonel ile birlikte endişe/ruminasyon erteleme uygulaması yapılır;
Endişenin kontrol edilemezliğine ilişkin inancınızın endişeniz ve kaygınızın varlığını sürdürmedeki önemli rolünü tartışmıştık. Endişenin kontrol edilemediğine inanmanızın nedenlerinden biri, başarılı bir biçimde endişeyi sekteye uğratabildiğiniz çok az deneyime sahip olmanızdır. Maalesef endişeyi durdurmaya çalıştığınızda, belli bir konuda düşünmemeye çalışmak gibi kullandığınız stratejiler, çok fazla işe yaramamış. Bu tip stratejiler kullanmak, aslında temelde endişenin kontrol edilemezliğine ilişkin var olan inancınızı besler. Bu nedenle endişeleriniz ortaya çıktığında yanıt vermenin farklı bir yolunu denemenizi istiyorum.
Hastalara daha sonra aşağıdaki açık talimatlar verilir:
Zihninizde bir endişe oluştuğunu fark ettiğinizde, kendi kendinize şunları söylemenizi istiyorum: “Dur; bu yalnızca bir düşünce, şimdi bu düşünce ile ilgilenmeyeceğim, onu şu anda yalnız bırakıp, bu konu hakkında daha sonra endişeleneceğim”. Gün içerisinde kendinize 15 dakika boyunca endişelenmek için izin vereceğiniz başka bir zaman belirleyin. O zaman geldiğinde, ertelenmiş endişenizle ilgilenebilirsiniz ve istediğiniz kadar çok endişelenebilirsiniz. Yine de bu endişe süresini kullanmak zorunda değilsiniz. Birçok kişi ya endişeyi unuttuklarından ya da tercih etmediklerinden bu endişe süresini kullanmamayı seçiyor. Ancak bu endişe süresini kullanmaya karar verirseniz lütfen neden bu şekilde karar verdiğinize ilişkin bir not hazırlayın. Bu uygulama, endişeniz üzerinde gerçekte ne kadar kontrol sahibi olduğunuzu bulmaya yönelik bir deneydir.
Bu deneydeki önemli bir nokta, terapistin endişe erteleme ve düşünce bastırma arasında açık bir ayrım yapması gerektiğidir. Hastalardan, kendilerini istenmeyen düşüncelerin içeriğinden kurtarması istenmemektedir. Onlardan istenen, düşüncelerine ilişkin ilave her tür işlemi askıya almalarıdır. Terapist, endişenin kontrol edilemezliğine dair değişiklikleri izlemelidir.
Endişe/ruminasyon erteleme deneyi, endişe ve ruminasyonun yaygın doğasına ilişkin farkındalığı artırsa da, MKT terapisti, hastanın bu stratejiyi perseveratif düşünce örneklerinin büyük çoğunluğuna uygulamasını sağlamak için uygulamanın kapsamıyla ilgili ayrıntılı bir inceleme yapar. Hastalar bazen endişe/ruminasyonun faydalı olduğuna ilişkin sahip oldukları güçlü olumlu inançlar nedeniyle ruminasyon veya endişeyi ertelemeye karşı direnç gösterirler. Bunun gibi örneklerde terapistin görevi, bu tip pozitif metakognitif inançları değiştirmek için sözel ve davranışsal yeniden yapılandırma yöntemleri kullanmaktır.
MKT’ de kontrol edilemezliğe meydan okumak ve bilişsel dikkat odağı sendromunu sınırlandırmak için endişe erteleme yöntemi kullanılır. YAB’ a yönelik diğer tedavi yaklaşımlarında da kontrollü endişe periyotları uygulanmaktadır (örneğin, Borkovec ve diğerleri, 1983). Yine de MKT yaklaşımı, bu tip uyaran kontrolü uygulamalarından farklıdır. Uyaran kontrolü, hastaların endişeleri üzerindeki belirgin kontrolü yitirmiş oldukları varsayımına dayanır; ertelenen endişe süreleri hastaların endişe üzerindeki kontrollerini tekrardan kazanmalarını sağlamak amacıyla tasarlanır. MKT’ de ise gerçek bir kontrol yitimi olduğu varsayılmamaktadır, hatalı olan kontrole ilişkin inançlardır.
Borkovec ve arkadaşları, kişilerden erteledikleri endişe periyotlarını, endişeleri ile ilgili “problem çözme” amacıyla kullanmalarını istemektedir. Bu MKT’ nin bir özelliği değildir çünkü ertelenen sürede endişelerini düşünerek sorun çözme işlemi, düşünce içeriği hakkında uzayan bir biçimde mantık yürütmenin bir başka örneği olarak kontrendikedir. Yukarıda tarif edildiği üzere, MKT’ de ertelenmiş endişe süresinin kullanılması tercihe bağlıdır ve tedavide daha sonra kullanılır. Daha sonra hasta, kontrol edilemezlik ve endişenin tehlikeli doğasına ilişkin inançlarını değiştirmek için gerçekten endişe kontrolünü yitirmeye çalışır.