"Önceden böyle değildim,o hayatıma girdikten sonra bambaşka biri oldum,eski halim olsa bunu yapmazdım..."
Bir ilişki içerisinde aynı kalmak mümkün mü? İlişki bizi değiştirir mi? Değişim hangi durumlarda olumludur?
Michelangelo, "Nasıl bu kadar güzel heykeller yapıyorsunuz?" sorusuna şu şekilde yanıt veriyor:
"O güzellikler zaten taşın içinde var,ben sadece fazlalıklarını atıp içindeki güzelliği çıkartıyorum."
Hepimiz ulaşmak istediğimiz bir "ideal benlik" algısına sahibiz. Bu benliğe ulaşmak için attığımız her adımda mutlu hissediyoruz. Hayatımızdaki kişiler, özellikle yakın ilişkiler kurduğumuz partnerlerimiz benliklerimizi şekillendirmemizde rol oynuyor."Michelangelo Etkisi" olarak bahsettiğimiz, partnerimizin içimizdeki güzellikleri ortaya çıkarmamızda bize yardım ettiği, ideal benliğimize giden yolda elimizden tuttuğu, ilerlerken bizi yavaşlatmadığı, adımlarımızı geri yönde atmamıza neden olmadığı durumlar benlik gelişimimizi desteklerken bunun tam tersi durumlar değişimimizi olumsuz yönde etkiliyor.
"İnsanları neden değiştirmek istediğimizi düşünmeye başladım. Onları ya oldukları gibi sevmeli ya da bırakıp yolumuza devam etmeliyiz." (Maeve Binchy)
İlişki kurduğumuz kişiler bizi nasıl değiştiriyor ?
Benliği Genişletme: Partnerler birbirlerinin hedefleri konusunda destekleyicidir. Yapmak istedikleriniz konusunda partnerinizin yanınızda olacağını hisseder, ondan cesaret alırsınız. İlişki içerisinde anlattığınız ve sizin için önemli olan durumlar partneriniz tarafından küçümsenmez, partneriniz sizi teşvik için hazırdır. Cesaretinizi kırmaz, sizinle birlikte heyecanlanır, desteğini hissettirir. Bu tarz bir ilişki içerisinde olmak partnerler arasındaki sevgiyi de artırır. Michelangelo Etkisi olarak bahsettiğimiz durum tam olarak budur.
Benliği Daraltma: Bir ilişki içerisindeyken olumlu yönlerinizi yitirmeye başladığınızı hissettiğiniz durumlardır. Örneğin sosyal biri olmanıza rağmen kısıtlayıcı bir partnerle ilişki sonrası arkadaş ilişkilerinizin zayıfladığı ve çevrenizin daraldığından şikayetçi olmaya başlayabilirsiniz. Sürekli ilgi bekleyen ya da bencilce isteklere sahip, buluşmalarınızı sıklıkla sizin ilgi alanlarınız yerine kendi ilgi alanlarına yönelik düzenleyen partnerler sizin kendi zevklerinizin kaybolmasına neden olacaktır.
Benliği Budama: Olumsuz özelliklerimizi azaltmada partnerinizin sizi desteklediği durumdur. Örneğin partnerimizin desteğiyle daha sağlıklı beslenmeye ya da zararlı alışkanlıklarımızı bırakmaya başlayabiliriz.
Benliği Bozma: Bazen partnerlerimiz olumlu özelliklerimizi yitirmemize neden olmakla kalmayıp olumsuz özelliklerimizin desteklenmesine ve daha can yakıcı bir biçimde kişiliğimize yerleşmesine sebep olabilir. Partneriniz sürekli sizi eleştiriyorsa eleştirdiği o özellik sizde daha çok yerleşecektir. Sürekli olumsuz özelliklerinizi dile getiren bir partnerle ilişkide kendinizi o özelliklere sahip bir insan olarak görmeye başlarsınız. "Sen böylesin, memnuniyetsizsin, çok alıngansın, bu iş sana göre değil, burada böyle konuşmamalıydın..." olumsuz özelliklerinizi güçlendiren, küçümseyici ve eleştirel partner söylemlerine örnektir.
"Sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben. Hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim.
Ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim. Sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim. Sana sunduğum tek gerçeklik savaşım. Ve sağlıklı olmak, gücünün yettiği kadarıyla, bu savaşımı kabul edip etmemekte özgür olmak demektir."
"İlişki" diyoruz, elbette ki birbirinizi değiştirip dönüştürmeniz kaçınılmaz olacaktır. Partnerinizin sizi kurtarmasını beklemeden, koşulsuz ve bağımlılıktan uzak bir sevgi benliğimizi destekleyebilir. Sevgiyi ancak bizi iyi yönde dönüştürecek, kişisel alanlarımızı kısıtlamayacak şekilde hayatımıza dahil edebiliriz. Aşık olmak istemsizce gerçekleşse de aşkı nasıl yaşayacağımız bizim kararımız. Burada önemli olan partnerinize bir şeyler verirken kendinizi, ondan bir şeyler alırken de onu eksiltmediğiniz ilişkidir. İdeal benlik kendimizle ilgilidir. İlgi duyduğumuz birini değiştirerek, eleştirerek, kısıtlayarak, körelterek hayalimizdeki o insana dönüştüremeyiz. Yapabileceğimiz en iyi şey onu desteklemek ve olmak istediği kişi olmasına izin vermektir. Böylesinin değiştirmekten daha kolay olduğunu göreceksiniz.
"Beni sevin diye nasıl olmam gerektiğini bilmiyorum. Ancak bilseydim de bu gördüğüm şey sevgi mi olurdu? "
Gizem SEVAL
Kaynaklar
Drigotas, S. M. (2002). The Michelangelo phenomenon and personal well-being. Journal of Personality, 70, 59–77.