Erkek (man) ve açıklama (explaining) sözcüklerinin birleşiminden oluşan bu kavram, bir erkeğin bir kadına herhangi bir şeyi ondan daha iyi bildiğini ve anladığını düşündüğünü göstererek küçümseyici ya da kibirli bir biçimde açıklama yapması olarak tanımlanmaktadır. Türkçeye “erkeklenme” olarak da çevrilmiştir.
Kavramın ortaya çıkışı ise şöyledir; Rebecca Solnit bir ev partisine katılıyor. Rebecca son çalışması olan Eadweard Muybridge hakkında konuşmaya başlamışken ev sahibi adam onun sözünü keserek "bu yıl çıkan çok önemli Muybridge kitabını duyup duymadığını" soruyor ve cevabını beklemeden Rebecca’ya kitabı anlatmaya başlıyor. Rebecca, adam kitabı anlatırken, adamın kendini beğenmiş tavrını, üzerinde otorite kurma çabasını fark ediyor. Rebecca’nın arkadaşı Sallie, dayanamayıp adamın cümlesini bölüyor ve bahsettiği kitabın yazarının Rebecca olduğunu söylüyor. Özetle; Rebecca Solnit o kitabın yazarıdır, kendi kitabını ona anlatan erkek ev sahibi ise kitabın yalnızca New York Times’daki tanıtımını okumuştur. Böylelikle Rebecca Solnit “Men explain things to me” (Erkekler bana açıklama yapıyor) başlıklı blog yazısını yazıyor.
Mansplaining; psikolojik ve duygusal şiddet türüdür. Toplumumuzda o kadar çok sık yapılıyor ki bu şiddetin farkına bile varamıyoruz çoğu zaman. Örneğin; arabasını park etmek için dörtlüleri açmış bir kadına -yardım istemediği hâlde- yardımcı olmaya çalışan erkekler… Yardımın sebebi eğer sürücünün kadın olması ise bu mansplaining’dir. Benzer bir zihniyetle yapılan başka bir algıyı kaza haberlerinde de görüyoruz. “Kadın sürücü kaza yaptı. Kaza yapan şahıs kadın ise cinsiyetin belirtilmesi gerektiği düşünülüyor ne yazık ki. Mansplaining; kadının sadece kadın olduğu için maruz kaldığı bir şiddet türüdür. En belirgin şekliyle ; bir ortamda bir kadın uzmanı olduğu konuda konuşurken erkeğin onu dinlemeyip “bak o öyle değil…” diyerek cümleye girmesi, baskın bir tavır göstererek bilgisi dahi olmadığı konuda saatlerce konuşması ya da alaycı bir tavırla kadının söylediklerini eleştirmesi mansplaining olarak değerlendirilir. Görünür bir şiddet türü olmadığı için hemen müdahalesi zor olabiliyor. Şiddet her zaman erkek tarafından kadına uygulanmıyor ancak ataerkil toplumlarda sıklıkla bu şekilde karşımıza çıkıyor. Mansplaining terimini literatüre kazandıran kişi olduğu söylenen Rebecca Solnit’in tanımına göre “aşırı öz güven ve yetersiz bilginin buluşması” mansplaininge neden oluyor. Mansplaining; kadını susturma, baskılama, ona yersiz bir şekilde bir şey öğretme arzusu ile yanıp tutuşan erkeğin uyguladığı şiddettir. Bu konuda yapılan bir araştırmadan bahsetmek istiyorum. George Washington Üniversitesi'nden iki araştırmacı, 20 kadın ve 20 erkeği bir araya getirip konuşmalarını kaydetti. Deney sırasında yapılan konuşma boyunca; erkekler, erkeklerin sözlerini ortalama 2 kez, kadınların sözlerini de 2,6 kez kestikleri gözlemlendi. Mansplaining’in en yaygın olabileceği ortamlardan biri de iş yerleri. Brigham Young Üniversitesi ve Princeton Üniversitesi tarafından 2012'de yapılan bir araştırmada, kadınların iş toplantılarında zamanın yalnızca yüzde 25'inde konuştuklarını, erkeklerin ortalama bir toplantının yüzde 75'inde konuştukları, kadınların üstünde hakimiyet kurmak ve sohbeti devralmak için kadınların sözlerini kestikleri ortaya çıkmıştı. Mansplaining’in altında yatan nedenler iki ayrı şekilde ele alınabilir: Toplumsal boyut ve psikolojik boyut. Toplumsal boyutta; mansplaining uygulandığını gören çocuk bu davranışı kopyalıyor ve bu şekilde kendisine saygı duyulacağını, onay alabileceğini düşünüyor. Psikolojik boyutta ise; Mansplaining uygulayan erkeklerin çocukluk dönemine baktığımızda değer görmemiş, ilgisiz bırakılmış incinmiş bir çocuk görebiliriz. Öz değerleri düşük olduğundan değer görebilmek için üstünlük kurma ihtiyacı hissediyorlar . Bazen de mansplaining’in sebebi, çocukluk döneminde ihtiyacı olanı alamamak değil de ihtiyacı olandan çok fazlasını almak olabilir. Çocuk bu özel muameleyi yetişkin olduğunda da tüm çevresinden bekler hâle geliyor. Kendisiyle mutlu ve barışık olan bir bireyin mansplaining yapması söz konusu olamaz. Her psikolojik şiddet türünde olduğu gibi mansplaining’de de farkındalık kazanmak şiddeti önlemede ve uygulamamada ilk ve en önemli adım.
İlayda Burcu Kılınç