Mevsimsel duygulanım bozukluğunun alt tipi olarak kullanılan bu terim, en az 2 yıl içinde yinelenen, sonbahar-kış aylarında ortaya çıkan depresif ataklardır. Gündüzlerin kısa olması ve gün ışığından yeterince faydalanamamak sebepleri arasında sayılabilir çünkü güneş ışığı serotonin (mutluluk hormonunun) salgılanmasını artırır ve D vitamini eksikliğinde ise paratiroid hormon seviyesi yükselerek depresyon tetiklenir. Mevsim değişiklikleri bireylerin ruhsal durumunu, iştahını, uykusunu, enerjisini hatta insan ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir ve bazı kişiler kapalı havalarda kendilerini daha yorgun, bitkin, halsiz hissedebilir. Bunu mevsimsel depresyon ile karıştırmamak gerekir. Kişi; gittikçe artan uyku süresine rağmen hâlâ uyku problemi çeker ve aşırı yeme ile birlikte belirgin bir kilo artışı görülür. Daha önce zevk alınan ve ilgisini çeken aktivitelerden uzaklaşabilir. İlk yapılacak şey bir uzmana görünmek ve ardından kendi önlemlerimizi almak. Peki nedir bu önlemler?
Olumsuz düşüncelerimizin farkına varmak ve değiştirmeye çalışmak.
Sabahın erken saatlerinde uyanıp gün ışığından yeterince faydalanmak ve serotonin artışını sağlamak.
Yine erken saatlerde yürüyüş ve fiziksel egzersiz yapmak.
Çeşitli etkinliklere katılmak ve insanlarla iletişime geçmek.
Beslenmenize özen göstermek, daha fazla serotonin alabileceğiniz besinler tüketmek; örneğin zerdeçal, yeşil yapraklı sebzeler , balık, tavuk eti, kuruyemişler, meyve ve sebzeler, ve kakao (bitter çikolata terci edilebilir) gibi. Ve her şeyden önce gülmek!