Beyin ve omurilikteki sinirlerin hasarı sonucunda bu sinirleri saran miyelin kılıfının bozulması ile sinir sisteminin çökmesi ve vücudun kendi sinir hücrelerine saldırmasına sebep olan, beynin her iki lobunda hatta beyin sapındaki derin beyaz maddede görülen agresif anormalliklerin sebep olduğu nörolojik hastalıklardan biridir. Yaşam kalitesini ciddi oranda düşürebilen MS; yorgun hissetmeye ve yer yer bilişsel bozulmalara, iş ve sosyal yaşamı etkilemeye sebep olur. Aynı zamanda bellek sorunlarına da yol açabilir. Enflamasyonu baskılayan ilaçların yanı sıra psikolojik olarak yaklaşmak istiyorsak işe önce zihinsel egzersizlerle başlamalıyız. MS tanısı alan bireylerin bazıları, kendilerine yeterince iyi bakmadıklarını ya da bu hastalığa maruz kalanın neden kendisi olduğunu sorgulayıp, kendilerini suçlayarak şanssız ve depresif hissettiklerini söylerler. Oysaki hiçbir hastalık, kimsenin cezası veya başına gelen en kötü şey değildir. Bu hastalığa maruz kalan başka insanlarla görüşüp onların hikayelerini dinlemek, birbirine güç vermek açısından oldukça işe yarayacaktır. Bir başka önemli nokta ise; “Arkadaşım, eşim-dostum ne der?” diye düşünmek.
MS tanılı bireyler bunu çevrelerine söyleyip söylememek konusunda tereddütte kalabilirler çünkü maalesef toplumumuz bu hastalık konusunda yeterince bilgi sahibi değil. Yine de yakın çevrenize bahsedip bahsetmemek tamamen sizin isteğiniz doğrultusundadır. Bu hastalığın sizden götürdüklerine değil de size kazandırdıklarına odaklanıp, stresten uzak durmaya çalışırsanız eminim ki sağlıklı bir süreç sizi bekliyor olacaktır. İlk tanı konduğunda kendinizi güçsüz, çaresiz ve dünyanız altüst olmuş gibi hissedebilirsiniz ki bu gayet insani ver normal bir süreç. Zaman geçtikçe MS’e ayak uydurmaya ve daha da güçlenmeye başlayacaksınız. Kendinizi sevin, kendinize sarılın, beslenmenize özen gösterin ve bol bol egzersiz yapın. Hem fiziksel olarak hem de zihinsel olarak olabildiğince aktif olmaya özen gösterin ve yaşamınızı diri tutun. Unutmayın ki siz biricik ve değerlisiniz, size bunu hissettiren insanlarla donatın çevrenizi. Son olarak Carl Rogers’ın dediği gibi: “ İyi bir yaşam, bir durum değil bir süreçtir.”