Bu soruya net bir yanıt verebilmek henüz mümkün değil. 2001 yılında Jastreboff tarafından "Misophonia" olarak adlandırılan tanım, Latince'de nefret anlamına gelen "miso" ve ses anlamına gelen "phonia" kelimelerinin birleşimi ile oluşturulmuştur. Bazı tıp kaynaklarında ise; "seçici ses duyarlılığı sendromu" olarak adlandırılmıştır. Geçmişte uzun yıllarca bu belirtilere sahip kişiler bulunsa da daha yenice adı konan ve hakkında daha fazla araştırma yapılması gereken bu tanımlamaya gelin birlikte bakalım.
Mizofoni: Belirli seslere karşı hoş olmayan duygular deneyimleme ve istem dışı uyarılma olarak tanımlanır. Bu rahatsız olunan sesler kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte;
Nefes alış-veriş sesi
Sakız çiğneme/yemek yeme sırasında çıkan sesler
Saat tiktokları
Tırnak kesme,
Hapşırma, horlama, öksürük,
Televizyon sesi vb. gibi tekrarlayan sesler kişiler tarafından en çok rahatsız olunan/öfkelenilen sesler olduğu söylenmiştir. Öyle ki az bir insanın, "adım seslerinden" dahi rahatsız olduğu belirtilmiştir. (Cavanna, 2014: 357) Duyulan sesler sonrasında öfke ve aşırı tepki vermenin yanında; tiksinme, göğüste baskı ve tüm vücutta ağrı, terleme, nefes almakta zorlanma, ateş, çarpıntı gibi şikayetler de olabilir. Bu hastalığın diğer özelliği olarak; "dışsal kaynaklı seslerden tetiklenip tepki verilirken; kişilerin kendi çıkarttığı seslere tepki vermemesi" olduğu düşünülmektedir.
DSM veya ICD gibi uluslararası tanı ve hastalık sınıflandırma kategorilerinde yer almayan mizofoni için uzmanların da farklı görüşleri bulunmaktadır. Kimi uzmanlar mizafoninin kendi başına bir hastalık olabileceğini düşünürken kimileri bazı hastalıkların(Tourette Sendromu, Obsesif Kompalsif Bozukluk...) bir alt türü olabileceğini düşünmektedir. Tedavisi için sistematik geliştirilen bir tedavi henüz yok. Uzmanlar tarafından denenen ilaçların, Bilişsel Davranışçı Terapinin veya EMDR'ın ( Gündoğmuş, vd., 2019: 2) etkililiğinin kanıtlanması için daha fazla çalışma gerektiği söylenmiştir. Bunların yanında, Cavanna'ya göre başa çıkma yollarından biri olan "kaçınma" nın (o ortamdan doğrudan uzaklaşma) yerine o ortamda kalıp kulak tıkacı vb. şeyler kullanmak da ayrıca başa çıkma yolu olarak gösterilmiştir.
Özetle, genel nüfusta yaygın olarak görüldüğü düşünülen mizofoniyi yeterince anlamak ve tedavisini geliştirmek için daha fazla çalışmaya gerek görülmektedir.