Psikolog Gülşah SABUNCU
Günlük hayatta pek çok insan bazı konular hakkında endişe, evham ya da takıntılara sahip olabilir. Çoğu insan ortaya çıkan bu duygularla baş edebilir ve yaşamı etkilemesine izin vermez. Fakat bazı kişiler gerçeklik duygusunu kaybetmeden doğru olmadığını bilmesine, farkında olmasına rağmen takıntılı düşüncelere sahip olabilir.
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB) nedir?
Obsesif kompulsif bozukluk, takıntılı düşüncelerin kişinin günlük hayatını, çevresini ve yaşamsal aktiviteleri etkileyecek düzeye gelmesi sonucu ortaya çıkan psikolojik bir rahatsızlıktır. Obsesyon, kişinin takıntılı düşünceleri anlamına gelen ile tekrarlayıcı zihinsel eylemlerdir. Kompulsiyon ise kişinin tekrarlayıcı davranışlar anlamına gelmektedir. Obsesyonlar kişinin isteği dışında gelişen mantık dışı durumlardır.Kişiler düşünmekten kendilerini alamadıkları için bu durum yoğun huzursuzluğa sebep olur.
Obsesyonların yarattığı huzursuzluğu ortadan kaldırmak amacıyla da yineleyici davranışla yani kompulsiyonlarla geliştirir.
Son yıllarda yapılan araştırmalarda Obsesif kompulsif bozukluk her 100 kişiden iki ya da üçünde gözlemlenmiştir. Kadınlarda daha sık rastlanan obsesif bozukluk erkeklerde genellikle erken yaşlarda oluşur.
Obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) belirtileri nelerdir?
En yaygın obsesyon belirtileri:
Sürekli kuşkucu olmak
Simetri düzen takıntısı
Cinsel / Günahkâr düşünmekten korkma
Dini düşünceler
Toplumda kabul edilmez bir davranışta bulunma korkusu
Hata yapmaktan korkma
Başkasına zarar vermekten korkma
Mikrop bulaşmasından korkma
En yaygın kompülsiyon belirtileri:
Tokalaşmamak, kapı Kolunu tutmamak
Tekrar tekrar(sayılarla) ellerini yıkama, duş alma
Değeri olmayan eşyaları toplama, biriktirme
işleri belirli sayıda ya da sıraya sokarak yapma
Belirli cümleleri, kelimeleri ya da duaları tekrarlama
Günlük rutin işleri yaparken yüksek sesle veya içinden sürekli sayı sayma isteği
Kilit, ocak, ütü, elektrik gibi kapatırken tekrar tekrar kontrol etme
Obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) nedenleri nelerdir?
Obsesif kompulsif bozukluğun nedenleri tam anlamı ile bilinmese de araştırmalar biyolojik ve çevresel faktörlerin hastalığın gelişiminde önemli rol oynadı düşünülmektedir.
Kişilerin sosyal ve aile çevresinde yaşadığı problem, stres ve travmalar hastalığın gelişimini tetikleyebilir. Kişilerde var olan hastalık hafif semptomlarla kendini gösterirken belirli sosyal faktörler hastalık semptomlarını etkileyebilir. Sosyal hayattaki problemler, insanlarla ilişkilerinde yaşadığı sıkıntılar, kaygılar ve travmalar da hastalığı tetikleyen önemli faktörlerdendir.
Biyolojik açıdan bakıldığında ise serotonin seviyesindeki düşme obsesif kompülsif bozukluğun ortaya çıkmasına neden olabilir. Serotonin miktarındaki değişim ebeveynlerden çocuğa geçmesi obsesif kompulsif bozukluğun genetik olabileceğini düşündürür. Beyindeki serotonin dengesizliği beynin planlama ve sağduyu ile ilgili işlevlerini negatif yönde etkiler.
Obsesif kompulsif bozukluğun tedavisi
Obsesif kompülsif bozukluğun teşhisi için herhangi bir laboratuvar testinden söz etmek mümkün değildir. Terapi ile uzmanlar tarafından danışanın davranışları izlemeye alınır ve belirtiler değerlendirilerek durum teşhis edilir. Tedavinin başarılı sonlanması için erken teşhis son derece önemlidir. Obsesif kompulsif bozukluk terapi ile iyileştirilebilir