Durup düşünmenizi istiyorum; etrafınızda panik atağa sahip olduğunu söyleyen kaç kişi var ya da var mı?
Panik bozukluğu olduğunu söyleyen kişi sayısı etrafımda yavaş yavaş artmakta. Bu sebeple konuya böyle bir soruyla giriş yapmak kaçınılmazdı. "Panik Bozukluk" ve "Panik Atak" birbirleriyle ilişkili aynı zamanda birbirlerinden farklı iki kavram. Ayrıca bir o kadar da sık karıştırılıyor. Panik atak, tıpkı fiziksel hastalık oluştuğunda ortaya çıkan sonuçlar gibi bir sonuçtur. Panik bozukluk ise başlı başına bir hastalık ismi. O halde panik atak geçirdiğimizde sanki bir hastalıkmış gibi panik atağa sahip olduğumuzu söylemek yanlış diyebiliriz. Bunun yanında, her panik atak geçiren kişinin panik bozukluğa sahip olacağı düşüncesi de yanlış olacaktır. Nasıl tek öksürük ile hasta olunduğu söylenmiyorsa geçirilen atak sonucu hasta olunduğu söylenmemeli.
İki kavram arasındaki fark ayrıştıysa bir de "Sağlık Kaygısı" kavramından bahsetmek istiyorum. Sağlık kaygısı, kişinin bazı fiziksel belirtilerini yanlış yorumlayıp zorlu ve ağır hastalıklara sahip olduğunu düşünerek endişe göstermeye başlamasına bu sebeple sürekli (internet, kitaplar...) ve fazlaca araştırma yapmasına denmektedir. Endişe ve kaygıdan da anlaşılacağı üzere, panik atak ile ortaya çıkan bazı fiziksel belirtiler kişi tarafından zorlu ve ağır hastalıklara yakalandığı şeklinde düşünülmektedir. Bu sayede sağlık kaygısı artmakta ve bedenimizde hissettiğimiz -kaygı ve panik atakta benzer olan- bazı belirtiler de artmaktadır. Bu durumda kişi genellikle kaygıyı azaltmak için doktora gider ve hastalığı olmadığını öğrendiğinde de o düşüncesini ortadan kaldırmış olur. Bu yolla hastalandığı düşüncesi ve doktora gitme düşüncesi ise kısır döngüye girmiş olur. Yapılan bir araştırmaya göre ise sağlık kaygısı yüksek olan kişilerin fazlaca "felaketleştirme" yaptığı görülmüştür.
Sağlık kaygısı kavramından bahsettik. Peki panik bozukluk şiddetini başka neler etkileyebilir? Yazacağım üç maddenin her biri kişiler tarafından farklılık gösterecek olup her maddenin herkeste bulunmasına da gerek yoktur. Burada yazılanlar ihtimaller düşünülerek yapılmış araştırmalardan derlenmiştir.
Yapılan araştırmaya göre, öfkesini dışa yansıtmadan içinde tutan kişiler panik belirtilerinin şiddetinin arttığı bulunmuştur. Öfke kontrolü azaldıkça panik belirtilerinin arttığı gözlenen bu çalışmadan, öfke kontrolünü yapabilmenin panik bozukluk tedavisine yarar sağlayacağı yorumunu çıkarabiliriz.
İkinci olarak, üstte sağlık kaygısı yüksek olan kişilerin çok fazla felaketleştirme yaptığından bahsetmiştim. Aynı şekilde, duygu düzenleme stratejilerinden biri olan felaketleştirmenin çok fazla kullanılması panik belirtilerinin artmasına yol açtığı bulunmuştur. Bu sebeple, bedenimizdeki fiziksel uyarıları aşırı düşündüğümüzde, bu durum panik atak geçirmeyi tetiklemektedir. Buradan da çıkarılacağı üzere bedendeki sinyalleri dinleyip aşırı büyütmek yine panik atak geçirmek olasılığını arttırmakta bu da kısır döngüye sebep olmaktadır. Bir araştırmada, sadece beden sinyallerimizi değil yaşanan olayları da felaketleştirme yoluyla algıladığımızda panik belirtileri yaşama olasılığımızın artmasına sebep olabileceğimiz söylenmektedir.
Bir araştırmada, stres verici olaylar yaşayıp stres seviyesinin arttığında panik belirtilerin arttığı görülmüştür. Buradan hareketle, stres azaltıcı klinik alanda stres yönetimi yapıldığında panik belirtilerin kontrol altına alınacağı düşünülmektedir.
Özetle, her panik atak geçiren kişinin panik bozukluk hastalığına sahip olmadığı gerçektir ve sağlık kaygısının panik bozukluk ile yüksek ilişkili olduğu bulunmuştur. Aynı zamanda doktora gitme yöntemi ile sağlık kaygısını pekiştirmiş olup bunun da panik belirtilerimizi arttırma ihtimali vardır. Bunların yanında felaketleştirme, öfkeyi yansıtma şekli ve stres yaşantısının da panik belirtilerin şiddetini arttıracağı bulunmuş olup öfke, stres ve duygu yönetimi ile bu belirtileri azaltabileceğimiz düşünülmektedir.
Atak sırasında atağımızı "istenmeyen bir şey" olarak görmek yerine, küçük bir misafir gibi karşılayıp kısa sürede gönderebilmek; adını "panik misafir" koyabilmek dileğiyle...
KAYNAKLAR:
Öz Ö. (2017) Panik bozuklukta öfke ve bilişsel duygu düzenlemenin incelenmesi, Maltepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı. İstanbul
Karapıçak K. Ö., Aslan S. Utku Ç. (2011) Panik bozukluğu, somatizasyon bozukluğu ve hipokondriaziste sağlık kaygısı, Bilişsel Davranışçı Psikoterapi ve Araştırmalar Dergisi, (43-51)