top of page
Yazarın fotoğrafıPsikolog Selin Öztoprak

Reddedilme Psikolojisi ve Baş Etme Yöntemleri

Kimi zaman aile, kimi zaman sosyal çevre kimi zaman da duygusal ilişkilerde yaşanan “reddedilme” durumu bazen başa çıkılamaz bir hal alabiliyor. Bu sadece insanlarda değil hayvanlarda hatta bitkilerde bile görülebilen doğal bir tepkidir. Kabul edilmelidir ki hiçbir insanın herkesle dinamiği uyuşmaz ve kimse herkese hitap eden bir güzelliğe ve başarıya sahip değildir. En başarılı, en güzel veya en zeki bulduğunuz insanlara bir bakın. Herkes tarafından kabul görebilen tek bir insan bile yoktur. Peki söz konusu kendimiz olduğunda neden herkesten kabul bekliyoruz ve reddedildiğimizde öz güvenimiz zedeleniyor? Öncelikle iç sesimize dikkat etmeliyiz. Herhangi bir reddedilme durumunda içimizdeki eleştirel ses kime ait? Çocukluğumuzda bizi en çok kim eleştirdi? Bu sesin derinlerine inmek en başta yapacaklarımız arasındadır.

Bazı bilimsel araştırmalara göre fiziksel bir acı yaşadığımızda aktif hale gelen beyin bölgemiz, reddedilme ve duygusal acı durumunda da aktif hale geliyor. Aynı zamanda reddedilen insanlara yapılan bazı bilişsel testler sonrasında da görülüyor ki reddedilme IQ’yu geçici olarak düşürüyor. Tüm bunlara ek olarak, öfke ve saldırganlık hali, kusurlarımızdan şikayetçi olmak ve öz eleştirinin dozunu abartmak gibi tepkiler gösterebiliyoruz. Bazen reddedilme korkusu öyle bir hal alabiliyor ki reddedilmemek için reddetme davranışı olarak kendini gösterebiliyor, aynı zamanda başkalarından uzaklaşmaya, kronik yalnızlığa ve depresyona neden olabiliyor. Hatta uzun vadede reddedilme; travmalara, stres ve kaygıya, reddedilme korkusuna ve ağrı tepkisine yol açabiliyor.


Peki reddedilme durumunda nasıl bir düşünce sistemi geliştirmeliyiz? Her şeyden önce “ait olma” ihtiyacımızı dengede tutmalıyız. Tepkilerimiz otomatik mi, yoksa gerçekten o kişiyi veya o durumu önemsiyor muyuz, buna karar vermeliyiz. Daha sonra öz güvenimizi, öz değerimizi ve öz saygımızı canlı tutmaya çalışmalıyız. Çünkü reddedilmek asla değerimizi belirlemez. Farklı bir durumda farklı bir kişi olsaydı beni takdir eder miydi, hangi yönlerimi beğenirdi diyerek kendimize dışarıdan objektif bir gözle bakabiliriz. En önemlisi, tüm reddedilmeleri kişisel olarak algılamamaya çalışmalıyız. Reddedilmenin tersi, kabul görme arzusu da en az reddedilme kadar zarar veren bir durumdur. Kabul görme ihtiyacı ile başkalarını taklit edip benliğinden ve kimliğinden kopma durumlarına da çok sık rastlanır. Önemli olan kendi değerimizin farkında olmak ve öfkemizi kontrol altına alıp yola devam etmek.

Selin ÖZTOPRAK
0 yorum

Psikolojik İyi Oluş Workshopları

Daha iyi hissetmek için göz atın.

bottom of page