“Kendimi tok olduğum halde yemek yerken buluyorum. Yememi durdurmak istiyorum ama yapamıyorum. Ertesi gün diyete başlıyorum, tam “Her şey kontrolüm altında.” derken pat yine kaşıklamaya başladığım kavanozun dibini görüyorum.”
Sakin ol seni anlıyorum; ama konuya bir de detaylı bakalım diyorum.
Öncelikle “Tıkanırcasına Yemenin” ne olduğundan bahsetmek istiyorum.
Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu (TYB), yeme davranışı üzerinde kontrol kaybının hissedildiği, tekrarlayan aşırı yeme dönemleriyle kendini gösteren ve kişinin tıkınırcasına yeme nöbetlerinin yol açabileceği etkileri giderebilmek için birtakım yöntemlere başvurmadığı bir yeme bozukluğudur.
Psikoloji alanında hastalıklar, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatiksel Sınıflandırma Elkitabına göre sınıflandırılır. “Tıkınırcasına Yeme bozukluğundan bahsedilen zamanlar geçmişe dayansa da bu rehberin son baskısında, DSM-5’te, yemek bozukluğu hastalıkları sınıfında ilk kez yer almıştır.
Tıkınırcasına yeme bozukluğu olan bireyler aynı zaman diliminde ve aynı koşullarda yiyebileceğinden çok daha fazla miktarda yiyeceği kısa bir süre içinde tüketebilmekte, yemek yeme davranışlarını dizginleyememekte ve aşırı miktarlarda yemek yeme davranışının tekrar etmektedir.
Ancak bunlar kişinin kendisine tanı koyması için yeterli değildir.
Bu tanının konabilmesi için bu davranışın ne zamandır olduğu ve sıklığı da önemlidir. Ortalama 3 ay boyunca haftada en az 1 kez olacak şekilde; olağandan hızlı yeme, rahatsızlık hissedecek kadar yemeyi sürdürme, bedensel açlık duymadan bu davranışı gerçekleştirme, suçluluk hissetme; ancak bununla ilişkili bir eyleme de geçmeme gibi semptomlarının en az 3’ü devam etmelidir.
DSM-V göre tıkanırcasına yeme bozukluğunun şiddeti;
Ağır olmayan: Haftada ortalama bir- üç kez tıkınırcasına yemenin olması Orta derecede: Haftada ortalama dört- yedi kez tıkınırcasına yemenin olması Ağır: Haftada ortalama sekiz-on üç kez tıkınırcasına yemenin olması Aşırı derecede: Haftada ortalama on dört ya da daha fazla sayıda tıkınırcasına yemenin olması şeklinde atakların şiddetine göre 4 farklı boyutta incelenir.
Zaman zaman fiziksel ve duygusal açlık ayırt edilemeyebilir, böyle zamanlarda hemen “Acaba bende tıkanırcasına yeme bozukluğu mu var?” sorularını sormamız daha da fazla telaşlanmamıza sebep olabilir.
Peki bu fiziksel ve duygusal açlık arasındaki fark nedir?
Fiziksel açlık, fizyolojik ihtiyaçlarımızı karşılamaya yönelik mideden beyne gönderilen sinyaller ile ilişkilidir. Fiziksel olarak aç olduğumuzda ne yediğimiz önemli değildir, karnımızdaki gurultuları bastırmamız yeterlidir.
Duygusal açlık ise aniden gelir. Ufak bir mod değişikliğinden etkilenir, özellikle karbonhidrat ve şeker oranları zengin besinlere yöneltir.
Uzayan açlıkların ardından öğünün başına geçtiğimizde planladığımızdan daha fazla yememiz normaldir, vücut gün içerisinde alamadığı enerjiyi almak isteyecek ve bizi daha fazla yemeye itecektir. Bu durumda fazla yememiz demek illa tıkanırcasına yediğimizi göstermemektedir!
Tıkanırcasına Yeme Davranışının Altında Yatan Sebepler Nelerdir? Bu Davranışı Neler Tetiklemektedir?
Genetik: Dopamin beyinin ödül merkezlerinden biridir. Çeşitli çalışmalara göre, TYB’li bireylerde artmış dopamin hassasiyeti gözlemlenmektedir. Bu durum hastalığın genetik aktarılabileceğine işaret etmektedir.
Cinsiyet: Kadınların, erkeklerden hastalığa %2 daha fazla yatkın olduğu bilinmektedir. Bu durum hastalığın biyolojik faktörler ile ilişkisi altında incelenmektedir.
Beynin Yapısı: TYB’li bireylerin beyinlerinde “yiyeceklere verilen tepkilere” ve “kontrol duygusu”na ilişkin bölümlerde farklılıklar gözlemlenmiştir.
Beden Ağırlığı: TYB tecrübe eden bireylerin %50’den fazlası obezite sınıfına da girmektedir. Henüz fazla kiloların mı Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu’na sebep olduğu yoksa tam dersinin mi olduğu bilinmemektedir. Ancak iki durum sürekli bir döngü halindedir.
Beden Algısı: TYB’ye sahip bireylerin beden memnuniyetlerinde de eksiklikler vardır. Dış görünüş memnuniyetsizliğinin ve sürekli “diyet” konusunda gündemde tutmanın hastalığa yatkınlığı arttırdığı bilinmektedir.
Yeme Bozukluğu Geçmişi: Anoreksiya Nervoza, Blumia Nervosa veya TYB geçmişi bireyleri tekrar hastalığı tecrübe etmeye yatkın hale getirebilir. “Yemeklere yüklenen anlamın arttığı, “yeme”ye ilişkin iyi-kötü damgalamalarının daha net yapıldığı, “yemek” ile ilişkinin fizyolojik açlık gidermeden çok ilerilere taşındığı bu hastalıklar TYB ile karşılaşma riskini arttırmaktadır.
Duygular: “Yemek yemek” istenmeyen duygular ile mücadele etmede kişinin geliştirdiği yöntemlerden biri olarak da karşımıza çıkabilir. Her birimiz baş edemediğimiz durumlar olduğunda çeşitli ego savunma mekanizmaları geliştiririz, “tıkanırcasına yemek yeme”yi de bu duyguları bastırmada kullanabiliriz. Stres, taciz, ölümler, ayrılıklar, kazalar, hastalıklar baş edemeyen duyguların altında yatan temel sorunlara örnektir.
Çeşitli Psikolojik Rahatsızlıklar: TYB, yaklaşık olarak %80 civarında çeşitli psikolojik hastalıklar ile birlikte görülmektedir. Depresyon, fobiler, travma sonrası stres bozukluğu, bipolar bozukluk, anksiyete, obsesif kompulsif bozukluk, madde kullanımı öne çıkanlardan sadece birkaçıdır.
Tedavi edilmediği sürece TYB, ciddi sağlık risklerini de yanında taşır. Artmış enerji alımına bağlı olarak artan kilo obezite başta olmak üzere, şeker hastalığı, kal-damar hastalıkları, uyku problemleri, kronik ağrılar, zihinsel hastalıklar ve en önemlisi yaşam kalitesinde azalma olarak karşımıza çıkmaktadır.
Tıkanırcasına Yeme Bozukluğum Olduğunu Düşünüyorsam Nereye Başvurmam Gerekir? Hastalık Nasıl Tedavi Edilir?
Kişinin genel sağlık durumuna paralel olarak doktor, psikiyatr, diyetisyen ve psikoloğum takım çalışması yani multidisipliner bir yaklaşım hastalığın tedavisinde en etkili yöntemdir. Doktor, hastanın genel sağlık durumunu (fizyolojik ve fiziksel sağlık) kontrol etmektedir. Bu süreçte psikolog, tedavide en etkili ve geçerli yöntem olarak bilinen, Bilişsel Davranışçı Terapi yaklaşımı ile hastanın yemek, beden algısı, beden ağırlığı ile ilişkili negatif düşüncelerini düzenlemede hastaya destek olmaktadır. Psikoterapi de düşüncelerin altında yatan sebeplere inerek onları çözmede etkili yöntemlerden biri olarak tedavi sürecindeki önerilerde yer almaktadır. Hastayı strese sokmadan sağlıklı kilosuna ulaştırmadaki rol de diyetisyene kalmaktadır. Hasta ile amacına yönelik program planlanmalıdır. Hastalığın şiddetine göre çeşitli ilaç tedavilerine başvurulmaktadır. Psikiyatr ilaç kullanılması gerekip gerekmediği, kullanılacaksa ne kadar süre ile ne dozda kullanılması gerektiğini planlayacaktır.
Peki Bu Durumu Yaşayan Bireyler Kendileri Neler Yapabilir?
Besin günlüğü tutmak, yeme farkındalığı kazandıran en temel eylemlerden biridir. Yemeye karşı kazanılan farkındalık ise bireysel yeme tetikleyicilerini bulup baş etme stratejileri geliştirmek için önemlidir.
Egzersiz, kişilerin beden algılarını sağlıksız yönden sağlıklı yöne taşıyan ve mental sağlığı koruyan bir aktivitedir. Kişilerin obsesyon haline getirmeyecekleri düzeyde egzersiz yapmaları önerilir.
Yeterli uyku, iştah ve buna bağlı olarak kalori alımını düzenleyen faktörler arasına yer alır. Gece 02:00’de derin uykuya dalmış olacak şekilde 7-8 saat uyumak hormonal denge için önemlidir.
Dertleşmek, kulağa basit gelebilir. Ancak kişinin kendini anlayan kişiler bulup desteğini alması yükünü hafifletmektedir. Bu kişi bir aile üyesi olacağı gibi bir arkadaş da olabilir. Hatta aynı duyguları tecrübe eden online veya canlı gruplarda düşünülebilir.
Farkındalık aktiviteleri, kişilerin olaylar üzerindeki kontrol ve kabulüne yönelik pekiştireçlerdir. Meditasyon etkileri kanıtlanan farkındalık yöntemlerinden olsa da kimimiz için puzzle kimimiz için çizim yapmak, kimimiz için dans etmek kimimiz için bitki büyütmek, kimimiz için kitaplar okumak yazmak kimimiz için dolapları baştan aşağı dağıtıp toplamak bu aktivitelere örnek verilebilir ancak yemek pişirmek ve mutfakta geçirilen süreyi arttırmak yemeye ilişkin sorunları çözmede tercih edilmemelidir.
Yemekler ile ilgili savaş bitmek bilmiyorsa destek almak utanılacak değil, süreci atlatmanıza yardımcı olacak ve yaşam kalitenizi arttıracak bir eylemdir.
Diyetisyen & Psikolog Alara KERİMLER