Artık merak ettiğimiz, araştırdığımız konuların neredeyse tamamına sosyal medya mecraları üzerinden kolaylıkla ulaşabiliyoruz. Sağlık ve beslenme de en çok araştırılan konuların arasında bulunuyor.
Beslenme, diyet, gıda takviyeleri gibi konulara ilgi gün geçtikçe artıyor ve bu artan ilgiyi karşılamak adına daha fazla paylaşım yapılıyor. Maalesef paylaşılan bilgilerin doğruluğu, güvenirliği denetlenemiyor. Paylaşılan herhangi bir yanlış bilgi, yanlış aktarım kişilerde olumsuz etkilere sebep olabiliyor. Sosyal medya hesaplarında popüler olup, fazla takipçisi olan kişilerin, ünlülerin paylaştığı bilgiler daha fazla kitleye zarar verebiliyor. Örneğin yakın geçmişte bir annenin kedisini psikolog olarak tanıtmasına ve bu şekilde danışmanlık verip televizyon programlarına çıkmasına bile şahit olduk. Hiçbir eğitimi yokken geniş bir kitleye sahip olması onun ulaşılabilirliğini belki de inandırıcılığını arttırmıştı. Beslenme konusundaysa en büyük tehlikelerden biri güzellik algısının oluşturulması.
Oluşturulan algı zayıf bir bedene sahip olmanın güzellik demek olduğu, hızlı kilo vermenin başarı olduğu yönünde oluyor. Bu da maalesef yeme bozukluklarına giden yolu açabiliyor. Aynı zamanda yeme bozukluğu olan kişilerde duydukları kaygıyı gidermek adına sosyal medyada beslenme konularına daha fazla ilgi göstermekte. Aktarılan yanlış bilgilerle hatta "before-after fotoğraflarıyla" kişilerin vücut memnunyetsizliğine ve benlik saygısının azalmasına da sebep oluyor.
Sosyal medyada takip ettiğimiz hesapların paylaştığı verilerin, bilgilerin %100'unun doğru olmayacağını unutmayalım. Özellikle endüstriyel olarak üretilmiş olan takviyeleri, çayları kullanmadan önce bir sağlık profesyoneline danışmamız gerektiğini aklımızda bulundurmamız gerekiyor. Hatta bazı bazı besinleri, yiyecekleri tükettiğimizde hızlıca kilo vereceğimizi ya da vücudumuzda mucizeler yaratacağını belirten maddeleri de araştırıp/danışıp hayatımıza o şekilde yerleştirelim veya çıkaralım. Her besin ya da sağlıklı herhangi bir şey birimize iyi geliyor diye diğerine de iyi gelmeyebilir.
Paylaşım yapan profillerin paylaşım yaptığı alanda bir eğitim almış olmazı da elzem. Bunları da biraz sorgulamalıyız. Çünkü maalesef ülkemizde birkaç aylık eğitim alıp "yaşam koçu", "beslenme koçu" ünvanı alınabiliyor.
Son olarak bireylerin dış görünüşüne karşı yapılan yorumların, yaklaşımların onun hayatını ve iç dünyasını çok fazla etkilediğini unutmayalım. Özellikle zayıf beden algısı üzerinden kişiye vereceğimiz telkinler onu olumsuz anlamda fazlasıyla etkileyebilir. Herkes kendi bedeni üzerinde hak sahibi, lütfen tutumlarımıza dikkat edelim.
1. Bes Diy Derg 2021;49(1):57-66 2. Tuna Oran, N., Toz, H., Küçük, T. ve Uçar, V. Life Sciences (NWSALS), 4B0008, 2017; 12(1): 1-13
3. Bair C. Relations Among Media, Eating Pathology and Body Dissatisfaction in College Women (Bilim Uzmanlığı Tezi). Virginia Commonwealth University, Virginia; 2011.
Dyt. Aslı Hilal UZUN